28 Eylül 2008 Pazar

Islah Olunan Koşula Gelmek


"Yaptıklarımla kime memnunluk getiriyorum, dediğimiz zaman önemli olan; bu, hayvansal ben mi? Yoksa Yaratan mı ? Adamın öğrenmesi gereken şey esasında bu. Buna sevabı istemek denir. Sevap, ihsan etme hareketidir.


Şunu anlamalıyız ki biz sadece ihsan eden gücün içindeyiz. Seni yarattığı koşulun tersinde zıt olamazsın. Bu dünyada bir hayvan gibi, garip şeylerle uğraşan bir adam gibi ya da Yaratan gibi olabilirsin, Yaratan ile bütünleşebilirsin ve O’nun niteliğine ait olabilirsin. Bundan başka bir şey yok.


Yaratan ile bütünleşme ile ilgili kişi kafasında hiçbir ödül canlandıramaz. Çünkü kişi dünyevi ödüller dışında hiçbir şey tahmin edemez, hayalini kuramaz. Kişi bu dünyevi arzular ve ödül dışında Yaratan’dan başka bir ödül bekleyecek hayal gücüne sahip değildir. Aksiyonun kendisi ödülün kendisidir.


Biz hazzın kaynağından ve hazdan kopuğuz. Haz için çalışıyoruz ve biraz tat alıyoruz. Ödülümüz bu. Yaratan’dan ayrı olduğumuz zaman sadece bu iki koşul var. Ama maneviyatta bu koşul yok. Ne yazıyor ‘her şey bir düşüncede yaratıldı’. İşte aksiyon bu, çalışma bu ve ödül, ıslah olunan koşula gelmek."

Etiketler: , ,

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa