Kabala'ya Giriş

"Günümüzde hayatımızın her alanında her şey biraz daha kötüye gidiyor, yada biz böyle hissediyoruz. Ekonomiden tutun da politikaya, ülkeler arası ilişkilerden ekolojik dengeye kadar her şey bizi rahatsız etmeye başladı. Yaşamlarımızda arzularımızın ve zevklerimizin arkasından koşarken elde edilen hazlardan hemen bıkıp bir yenisine yelken açıyoruz. İş hayatımızda kurulmuş bir saat gibi dakik ve şaşmaz bir performans sergilerken geçip giden zamanın karşılığında aldığımız bir miktar para ile kendimizi bir sonraki alacağımız para ile motive edip yola devam ediyoruz. Esasında karşılığını aldığımız her şeyde varolmayı, karşılığını alamadığımız her şeyden de uzak durmayı seçiyoruz hayatımızda. Eğer biri bize iyi davranırsa dostumuz oluyor, ters davranışında ise tam zıttı sevmediğimiz biri oluveriyor aynı kişi. Evleneceğimiz kişiyi bile bize iyi davranan ve bu davranışlarıyla içimizde memnuniyet hissi oluşturan kişiler arasından seçiyoruz. Ve buna da aşk yada sevgi diyoruz. Ve bir gün bu davranışlar değişip de bize aynı memnuniyet hissini vermekten uzaklaşınca ayrılıp yelkenleri yeni arayışlara doğru açıyoruz.
Hep arıyoruz. Evde, işte, genel olarak yaşamda, hep bir şeyi, sahip olduğumuzun fazlasını arıyoruz. Peki ama NEYİ arıyoruz biz? Bu arayışların sonunda her biri bize acı gelen tecrübeler yaşıyoruz, ve bu acı tecrübelerden bir şeyler öğreniyoruz. Artık canımıza tak edip “NEDEN BEN, NEDEN BU ACILAR, HAYATIMIN ANLAMI NE, BEN NEDEN YARATILDIM?” sorularını sormaya başlıyoruz. Bu sorular insanın aklında ve kalbinde oluşmaya başladığı zaman kişi hayatına yeni bir yön vermek için arayışa giriyor. Günümüzde en çok okunan kitaplar kişisel gelişim ve içsel huzuru bulma yöntemlerinden bahsediyor. Önce felsefe ve dinleri araştırmayla başlayıp arkasından mistik doğu öğretileriyle iç huzuru bulma yollarına sapıyorlar insanlar. Ancak bütün bunların sonunda yine de içlerinde dolduramadıkları bir boşluk hissediyorlar, ve yine başlıyorlar sorgulamaya, “HAYATIMIN ANLAMI NE?”. Ve işte bu noktada karşılarına KABALA çıkıyor.
Nedir bu Kabala ? Bir din mi, yoksa Yahudi mistisizmi mi, yada İsrail’in bir misyonerlik hareketi mi? Sorular böylece devam ediyor. Bu soruların tümünün cevabı koca bir HAYIR! E peki nedir o zaman bu Kabala ? Kabala ismini bir çok yerde duyabilirsiniz tıpkı kendi isminizi duyduğunuz gibi, hatta Madonna’nın öncülüğünü yaptığı bir akım bile zannedebilirsiniz, ancak okudukça göreceksiniz ki tüm sorularınıza ışık tutan bilimsel bir yöntemdir Kabala.
Öncelikle Kabala’yı dinlerden, ülkelerden, mistisizmden farklı kılan nedir sorusuna bir bakalım. Buna açıklık getirmek için Kabala’nın ortaya çıkışına yani 5000 yıl öncesine, henüz dinlerin olmadığı döneme doğru uzanalım. Kabala ilmi yaklaşık 5000 yıl önce Hz. İbrahim döneminde ortaya çıkmıştır ve günümüze kadar gelen ilginç yolculuğunda pek çok ilim, felsefe, din, politika ve hatta mistik öğretilerin temelini oluşturmuştur. Peki Kabala bugün neden İsrail ve Yahudiliğin bir parçası gibi algılanıyor, belki de İsrail kelimesinin bir çok kez geçmesindendir. Kabala 5000 yıl önce Hz. İbrahim döneminde ortaya çıktığında ne İsrail diye bir ülke ne de Musevilik dini vardı. O dönemde Hz. İbrahim çadırının önünde oturup üst dünyaları öğrenmek isteyen insanlarla çalışıyordu, ve bu insanlar zaman içinde bir grup ve sonra da toplum oldular. Kendilerine de 'la-avar' (karşıya geçmek) kelimesinden türettikleri Hibraniler adını verdiler, yani üst gerçeğe erişen insanlar anlamına gelen bir isim aldılar. Bu gruptaki insanlar da Yehud (birleşmek) kelimesinden türetilen ve Yaratan’la bütünleşmek anlamına gelen Yahudi ismini aldılar. Görülüyor ki bu dönemde ne İsrail vardı, ne de her hangi bir din. Ayrıca bir şeye daha değinmekte fayda var; Kabala’da İsrail kelimesi sıkça geçer ancak anlatılmak istenilen ne bir ülke ne de bu ülkenin halkıdır. İsrail kelimesi “Yaşar El” kelimesinden gelmektedir ve “Yaratan'a direkt” anlamını taşır. Bu ne demektir? Kalbinde Yaratan’a karşı bir uyanış, bir istek taşıyan, kalbinde böyle bir arzunun noktası oluşmuş ve dolayısıyla Yaratan’la birleşmek isteyen, anlamını taşır İsrail kelimesi. Kutsal kitapların bir çoğunda geçen İsrailoğulları tanımı da, kalbinde noktası olan yani Yaratan’ın yolunda ilerleyenler anlamını taşır.
Buraya kadar Kabala hakkında oluşmuş önyargılara bir açıklık getirmeye çalıştık. Şimdi gelelim Kabala nedir sorusuna. Kabala insanın evrendeki pozisyonunu inceleyen ve araştıran bir yöntemdir. Kabala ilmi insanın neden varolduğunu, neden dünyada yaşadığını, yaşamının amacının ne olduğunu, nereden geldiğini ve bu dünyadaki yaşamını tamamladıktan sonra nereye gideceğini açıklar.
Beş duyumuzla, bilincimizle algılayamadığımız bir üst dünyanın varlığına hepimiz inanıyoruz, yada inanmak istiyoruz. İşte Kabala bu manevi dünyaya ulaşma yöntemini öğretir bize. Kabala çalışarak manevi dünyayı algılamamızı sağlayan altıncı bir duyu-his ediniriz. Dolayısıyla Kabala aslında teorik değil tam tersine pratik bir çalışmadır. İnsan kendisini, kim olduğunu, neye benzediğini öğrenir. Ve Yaratan’la bütünleşmek için kendini aşama aşama nasıl değiştirmesi gerektiğini, bunun için nelere ihtiyacı olduğunu öğrenir. Kişi bu araştırmayı kendi içinde yapar.
Kişi bütün deneyleri kendisi için ve kendi üzerinde yürütür. Bu nedenle Kabala’ya “Gizli Hikmet” denilir. Kabala çalışarak kişi sadece kendisinin hissettiği ve bildiği içsel değişimlere uğrar. Bu değişimler kişiye özgüdür ve sadece kişi tarafından farkedilir.
Kabala kelimesi Aramikçe'den türeyen ve İbranice’de almak anlamına gelen “Le Kabel” kelimesinden gelir. Kabala tüm eylemlerin sebebini “haz alma arzusu” olarak tanımlar. Kişi hazzı almak için büyük bedel ödemeye hazırdır. Sorun şudur ki, kişi minimum bedel öderken maksimum hazzı almak ister.
Alma arzusunun gelişmesini ve büyümesini sağlayan yöntemde belli bir düzen vardır. İlk aşamada insan fiziksel hazzı, yemek, içmek, üremek gibi, şiddetle arzular. Sonra zenginlik, saygınlık, bilgi edinmek ister. Daha sonra maneviyat için bir arzu geliştirebilir ki bu piramidin tepe noktasıdır. İşte şimdi o kişi için kalbinde noktası oluşmuş denilir.
Kabala üst dünyalar, ve duygu ve düşüncelerimizin kökleri ile ilgilenir. Dünyalar üzerinde her hangi bir kontrolümüz olmadığı için duygu ve düşüncelerimizin neden ve nasıl yaratıldığını bilmeyiz. Acı, tatlı, hoş, kaba gibi hisleri deneyimleyerek bunları anlamaya çalışırız. Psikoloji, psikiyatri ve diğer bilim dalları duygularımızı inceleyen bilimsel aletler geliştirmekte henüz başarılı olamamışlardır. Davranışlarımızın nedeni kişisel anlayış ve algılama yetimizden gizli kalmıştır.
Kabala hislerimizi bilimsel olarak incelemek üzere geliştirilmiş bir yöntemdir. Duygu ve arzularımızın hepsini alır ve her farklı seviyede her biri için ayrı ayrı tam bir bilimsel formül sağlar. Bu, akıl ile birleştirilmiş hisleri inceleme işidir. Kabala öğrencisi zaman içinde duygularının her birini anlamaya ve tanımlamaya başlar.
Kabala hikmeti kadim ve kanıtlanmış bir yöntemdir. Kişi bu yöntem sayesinde etrafında gelişen olayların farkına varmaya başlar. Zaman içinde bu çalışma sayesinde maneviyatı edinir yani Yaratan’la bütünleşir. Bu, gerçekten de onun yeryüzündeki amacıdır.
Kabala, kabalistin hedefini açıklayan bir kelimedir. Bu hedef, insanın düşünen bir varlık ve bütün yaratılanların en yücesi olarak ehil olduğu her şeyi elde etmesidir."
Hep arıyoruz. Evde, işte, genel olarak yaşamda, hep bir şeyi, sahip olduğumuzun fazlasını arıyoruz. Peki ama NEYİ arıyoruz biz? Bu arayışların sonunda her biri bize acı gelen tecrübeler yaşıyoruz, ve bu acı tecrübelerden bir şeyler öğreniyoruz. Artık canımıza tak edip “NEDEN BEN, NEDEN BU ACILAR, HAYATIMIN ANLAMI NE, BEN NEDEN YARATILDIM?” sorularını sormaya başlıyoruz. Bu sorular insanın aklında ve kalbinde oluşmaya başladığı zaman kişi hayatına yeni bir yön vermek için arayışa giriyor. Günümüzde en çok okunan kitaplar kişisel gelişim ve içsel huzuru bulma yöntemlerinden bahsediyor. Önce felsefe ve dinleri araştırmayla başlayıp arkasından mistik doğu öğretileriyle iç huzuru bulma yollarına sapıyorlar insanlar. Ancak bütün bunların sonunda yine de içlerinde dolduramadıkları bir boşluk hissediyorlar, ve yine başlıyorlar sorgulamaya, “HAYATIMIN ANLAMI NE?”. Ve işte bu noktada karşılarına KABALA çıkıyor.
Nedir bu Kabala ? Bir din mi, yoksa Yahudi mistisizmi mi, yada İsrail’in bir misyonerlik hareketi mi? Sorular böylece devam ediyor. Bu soruların tümünün cevabı koca bir HAYIR! E peki nedir o zaman bu Kabala ? Kabala ismini bir çok yerde duyabilirsiniz tıpkı kendi isminizi duyduğunuz gibi, hatta Madonna’nın öncülüğünü yaptığı bir akım bile zannedebilirsiniz, ancak okudukça göreceksiniz ki tüm sorularınıza ışık tutan bilimsel bir yöntemdir Kabala.
Öncelikle Kabala’yı dinlerden, ülkelerden, mistisizmden farklı kılan nedir sorusuna bir bakalım. Buna açıklık getirmek için Kabala’nın ortaya çıkışına yani 5000 yıl öncesine, henüz dinlerin olmadığı döneme doğru uzanalım. Kabala ilmi yaklaşık 5000 yıl önce Hz. İbrahim döneminde ortaya çıkmıştır ve günümüze kadar gelen ilginç yolculuğunda pek çok ilim, felsefe, din, politika ve hatta mistik öğretilerin temelini oluşturmuştur. Peki Kabala bugün neden İsrail ve Yahudiliğin bir parçası gibi algılanıyor, belki de İsrail kelimesinin bir çok kez geçmesindendir. Kabala 5000 yıl önce Hz. İbrahim döneminde ortaya çıktığında ne İsrail diye bir ülke ne de Musevilik dini vardı. O dönemde Hz. İbrahim çadırının önünde oturup üst dünyaları öğrenmek isteyen insanlarla çalışıyordu, ve bu insanlar zaman içinde bir grup ve sonra da toplum oldular. Kendilerine de 'la-avar' (karşıya geçmek) kelimesinden türettikleri Hibraniler adını verdiler, yani üst gerçeğe erişen insanlar anlamına gelen bir isim aldılar. Bu gruptaki insanlar da Yehud (birleşmek) kelimesinden türetilen ve Yaratan’la bütünleşmek anlamına gelen Yahudi ismini aldılar. Görülüyor ki bu dönemde ne İsrail vardı, ne de her hangi bir din. Ayrıca bir şeye daha değinmekte fayda var; Kabala’da İsrail kelimesi sıkça geçer ancak anlatılmak istenilen ne bir ülke ne de bu ülkenin halkıdır. İsrail kelimesi “Yaşar El” kelimesinden gelmektedir ve “Yaratan'a direkt” anlamını taşır. Bu ne demektir? Kalbinde Yaratan’a karşı bir uyanış, bir istek taşıyan, kalbinde böyle bir arzunun noktası oluşmuş ve dolayısıyla Yaratan’la birleşmek isteyen, anlamını taşır İsrail kelimesi. Kutsal kitapların bir çoğunda geçen İsrailoğulları tanımı da, kalbinde noktası olan yani Yaratan’ın yolunda ilerleyenler anlamını taşır.
Buraya kadar Kabala hakkında oluşmuş önyargılara bir açıklık getirmeye çalıştık. Şimdi gelelim Kabala nedir sorusuna. Kabala insanın evrendeki pozisyonunu inceleyen ve araştıran bir yöntemdir. Kabala ilmi insanın neden varolduğunu, neden dünyada yaşadığını, yaşamının amacının ne olduğunu, nereden geldiğini ve bu dünyadaki yaşamını tamamladıktan sonra nereye gideceğini açıklar.
Beş duyumuzla, bilincimizle algılayamadığımız bir üst dünyanın varlığına hepimiz inanıyoruz, yada inanmak istiyoruz. İşte Kabala bu manevi dünyaya ulaşma yöntemini öğretir bize. Kabala çalışarak manevi dünyayı algılamamızı sağlayan altıncı bir duyu-his ediniriz. Dolayısıyla Kabala aslında teorik değil tam tersine pratik bir çalışmadır. İnsan kendisini, kim olduğunu, neye benzediğini öğrenir. Ve Yaratan’la bütünleşmek için kendini aşama aşama nasıl değiştirmesi gerektiğini, bunun için nelere ihtiyacı olduğunu öğrenir. Kişi bu araştırmayı kendi içinde yapar.
Kişi bütün deneyleri kendisi için ve kendi üzerinde yürütür. Bu nedenle Kabala’ya “Gizli Hikmet” denilir. Kabala çalışarak kişi sadece kendisinin hissettiği ve bildiği içsel değişimlere uğrar. Bu değişimler kişiye özgüdür ve sadece kişi tarafından farkedilir.
Kabala kelimesi Aramikçe'den türeyen ve İbranice’de almak anlamına gelen “Le Kabel” kelimesinden gelir. Kabala tüm eylemlerin sebebini “haz alma arzusu” olarak tanımlar. Kişi hazzı almak için büyük bedel ödemeye hazırdır. Sorun şudur ki, kişi minimum bedel öderken maksimum hazzı almak ister.
Alma arzusunun gelişmesini ve büyümesini sağlayan yöntemde belli bir düzen vardır. İlk aşamada insan fiziksel hazzı, yemek, içmek, üremek gibi, şiddetle arzular. Sonra zenginlik, saygınlık, bilgi edinmek ister. Daha sonra maneviyat için bir arzu geliştirebilir ki bu piramidin tepe noktasıdır. İşte şimdi o kişi için kalbinde noktası oluşmuş denilir.
Kabala üst dünyalar, ve duygu ve düşüncelerimizin kökleri ile ilgilenir. Dünyalar üzerinde her hangi bir kontrolümüz olmadığı için duygu ve düşüncelerimizin neden ve nasıl yaratıldığını bilmeyiz. Acı, tatlı, hoş, kaba gibi hisleri deneyimleyerek bunları anlamaya çalışırız. Psikoloji, psikiyatri ve diğer bilim dalları duygularımızı inceleyen bilimsel aletler geliştirmekte henüz başarılı olamamışlardır. Davranışlarımızın nedeni kişisel anlayış ve algılama yetimizden gizli kalmıştır.
Kabala hislerimizi bilimsel olarak incelemek üzere geliştirilmiş bir yöntemdir. Duygu ve arzularımızın hepsini alır ve her farklı seviyede her biri için ayrı ayrı tam bir bilimsel formül sağlar. Bu, akıl ile birleştirilmiş hisleri inceleme işidir. Kabala öğrencisi zaman içinde duygularının her birini anlamaya ve tanımlamaya başlar.
Kabala hikmeti kadim ve kanıtlanmış bir yöntemdir. Kişi bu yöntem sayesinde etrafında gelişen olayların farkına varmaya başlar. Zaman içinde bu çalışma sayesinde maneviyatı edinir yani Yaratan’la bütünleşir. Bu, gerçekten de onun yeryüzündeki amacıdır.
Kabala, kabalistin hedefini açıklayan bir kelimedir. Bu hedef, insanın düşünen bir varlık ve bütün yaratılanların en yücesi olarak ehil olduğu her şeyi elde etmesidir."
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa